Pazartesi, Ağustos 14, 2006

UNSUZ NUTELLALI ÇİKOLATAYA DOYDURAN KEK..


































Gördüğünüz gibi çikolatasız geçen günlerim çok kısa sürdü. Artık canım o kadar çok çikolata istiyor ki bu sefer de kendimi zor frenliyorum. Bu gidişle 100 kiloluk bir hamile olacağım ve sonrasında kilo veremediğim için depresyona gireceğim. Bu nasıl bir girdaptır bu çözemiyorum. Çikolata canım istemese moralim bozuluyor, bu seferde istese , çok istiyor, ona bozuluyorum..kendime sanırım başka işler yaratıp kafamı dağıtmalıyım. 

İşte geçen hafta bu ruh halindeyken dayanamayıp kendime bu bol çikolatalı keki yaptım. Ben Yağmurla Akmerkez'e gidip Remzi kitapevini ziyaret etmeyi çok seviyorum..Açıkçası Remzi kitapevi neredeyse ben oraya gidip vakit geçirmeyi çok seviyorum. Yağmur çocuk bölümündeki küçük yeşil masalara oturup kitapları karıştırıyor, bende İngilizce yemek kitapları bölümünü bayılarak dolaşıp kitapları inceliyorum. Sanırım oradan almadığım 4-5 kitap kalmıştır. Bütün maaşımı o kitaplara yatırdım diyebilirim. Şeker hamuru ve çikolata ile ilgili o kadar çok kitap aldım ki artık hangisine bakacağımı şaşırıyorum. Bazen gün içerisindeki 2-3 saatim sadece bu kitapları okumakla geçiriyorum. Kendimi teorik eğitimin içerisinde buluyorum ve çokkk mutlu oluyorum..

En son aldığım kitaptan kapakta görünen keki yapmaya karar verdim. Bu kekin başlığı " Flourless Chocolate Hazelnut Cake" , benim çevirim ile " Unsuz Nutellalı Çikolataya Doyuran Kek "..neden bu kadar uzatıyorum derseniz , içerisinde sadece nutella yada çikolatalı fındık ezmesi olmaması artı çikolata ve kakaonun olması.. Deli gibi çikolata tutkusu olanlara bu keki şiddetle öneririm. Biraz bol kalorili ama azar azar tüketildiğinde inanılmaz mutlu eden bir tat :)

Üzerini süslediğim macaronları ise yeni açılan bir alışveriş merkezinin güzel bir bistro-cafesinden satın aldım.. Kitchenette, en alt katında yer alıyor ve çok keyifli İtalyan yemekleri olan bir mekan. Küçük bir pastane bölümüne sahip, ve uzun zamandır yediğimiz en güzel macaronları buradan satın aldık. Geçen hafta Sevgili Zuhal ile çıktığımız lezzet turunda Beyaz Mutfağa uğramıştık ve yediğimiz macaronları beğenmemiştik. Şimdi ise onu bu hafta bu bahsettiğim bistroya götürmeyi planlıyorum, eminim oda benim gibi çok beğenecektir :)

Şimdi ise tarifimize geçelim ;

Gerekli malzemeler ;


  • 1/3 su bardağı toz kakao ( 35 gr )
  • 1/3 su bardağı sıcak su ( 80 ml )
  • 150 gr bitter çikolata , benmaride eritilmiş
  • 150 gr tereyağı , eritilmiş
  • 295 gr esmer şeker ( rondodan geçirilmiş )
  • 100 gr nutella veya herhangi bir çikolatalı fındık ezmesi
  • 4 adet yumurta , çırpılmış
  • 1 çorba kaşığı ekstra kakao

Öncelikle fırınımızı180 dereceye getirip ısıtmaya başlayalım. 20 cm'lik bir kelepçeli kalıbı pişirme kağıdı ile kaplayalım

Çikolata ile tereyağını birlikte benmari usulü eritelim. Sıcak su ile 35 gr kakaoyu birlikte eritelim. Çırpma kabına eritilmiş çikolata ve tereyağını, sulu kakaoyu, yumurta sarılarını, şekeri ve nutellayı ilave edelim ve birlikte çırpalım.

Ayrı bir kapta yumurta beyazlarını kar haline gelene kadar çırpalım. Ve diğer karışıma ilave edelim tahta kaşık ile şöyle bir karıştıralım.

Hazırladığımız karışımı kalıbımıza döküp önceden ısıttığımız fırınımızda yaklaşık 1 saat pişirelim. Piştikten sonra kekimizi ters çevirip tezgahın üzerinde soğutalım. Soğuduktan sonra üzerine ekstra kakaomuzu serpelim.

Bu keki isterseniz ısıtarak "sıcak çikolatalı kek" olarak yanında bir top vanilyalı dondurma ile servis edebilirsiniz..

Herkese sevgilerimle..



Perşembe, Ağustos 10, 2006

ZUHAL YALÇIN'IN KARNAVALI & ÇİKOLATAYA DOYDUĞUMUZ AN..






































Dün sevgili Zuhal Yalçın'la çok güzel bir gün geçirdik..Yağmuru, beni ve ufaklığı sabah kahvaltısına davet etti..harika bir sofra, harika çoğu kendi yapımı mamalar, güler yüz, tatlı sohbet..herşey çok güzeldi, bir de sosisli yufkalı kızarttığı rüzgar gülleri harikaydı..neredeyse çoğunu ben yemişim :)

Kahvaltıdan sonra sohbet ederken , kendisine hemen bir blog hazırlamaya karar verdik. Zaten bir blog oluşturmayı çok istiyordu ve bana da sadace birazcık yardım etmek düştü.. bugüne kadar yaptığı birçok pastanın, kurabiyenin, yemeklerin fotoğraflarını çekmişti, birçok şey hazırdı..adınıda bulduktan sonra hemen bir blog oluşturduk..ben buna vesile olduğum için çok mutlu oldum çünkü kendisi gerçekten çok becerikli ve çok bilgili bir insan..paylaşmak istemesi harika ! hemen linki veriyorum ;

Zuhal Yalçın'ın Karnavalı

Yukarıda gördüğünüz çikolataları ise ben kendisine hediye yapıp götürdüm. Aslında mağazaları dolaşırken onun seveceğini umduğum ayaklı bir çikolatalık&şekerlik beğenip aldım. Paket yaptırmadım çünkü içini boş götürmek istemedim. Eve gelince hemen ahududu aromalı trufflar hazırladım ve şekerliği bu trufflar ile doldurdum..

Truff yapmak gerçekten çok zevkli ve kolay bir şey. Daha önce verdiğim tariften farklı olarak bu çikolataya hiç margarin eklemedim. Sadace krema, çikolata ve ahududu mermalatı kullandım.

  • 400 ml sıvı krema ( 2 küçük paket )
  • 500 gr bitter çikolata ( ben dessert chocolate kullandım )
  • 4-5 çorba kaşığı ahududu marmelatı

eğer miktar size fazla gelirse yarım ölçü kullanabilirsiniz.

Öncelikle kremamızı küçük bir tencerede kaynatıyoruz. Bu arada çikolatalırımızı kesme tahtasının üzerinde küçük küçük kesiyoruz. Kaynayan kremanın altını kapatıp çikolatalarımızı ilave ediyoruz ve hemen karıştırarak çikolatalarımızı eritiyoruz. Çikolatalarımız eridikten sonra içerisine marmelatımızı ilave ediyoruz. İsterseniz eklemeyedebilirsiniz..

Bu karışımı oda ısısında sertleşinceye kadar bekletiyoruz. Bu yaklaşık bir gece sürebilir. O yüzden geceden karışımı hazırlıyıp sabah çikolataları hazırlayabilirsiniz. Sertleşen çikolatalarımızı artık şekillendirebilirsiniz.

Şekillendirirken üzerini toz kakao, hindistan cevizi, toz badem, toz fındık vb. toz malzemeler ile çevirebilirsiniz. Ben kakao ile çevirip şekillendirdim. Eğer daha farklı bir çikolata yapmak isterseniz, sütlü veya beyaz çikolatayı eritip yuvarlağınız truffları çikolataya batırıp dondurabilirsiniz. Daha şık çikolatalar elde edersiniz böylece..

Altına kullandığım küçük kağıtları ise ben Fermo'dan aldım. Ama Bakırköy pazarında bile buna benzer kek kağıtları gördüm. Hemde fiyatları 1 YTL idi.

İki gündür yayınladığım "Unsuz Çikolatalı Kek"in tarifini ise en kısa zamanda yayınlayacağım..

Herkese sevgilerimle..

Pazartesi, Ağustos 07, 2006

KOLAY TARİFLER DOSYASINDAN ; SOĞUK MOZAİK..































İstanbul'da tatile gidilemeyince , zaman nasıl geçirilir ? ( çalışma saatleri dışında )
Klimalı alışveriş merkezleri bol bol gezilir, akşamları deniz kenarına dolaşmaya gidilir ama dönüşte muhteşem İstanbul trafiği ile boğuşulur..yakın yerlerdeki tatil bölgelerinde ki eş dost akraba ziyaretleri yapılır, hatta göze alınırsa kiralık ev tutulur ve tutulduğu zaman tatilden çok ev işiyle vakit geçirilir.. otellerin veya özel kuruluşların havuzlarına gidilir, bunun içi maddi olarak hazırlıklı olmak gerekir, çünkü bir içecek bile 10 YTL'den başlamaktadır..ya da hiç bir şey yapılmadan camlar açılarak evde yan gelinip yatılır..
sonuçta herkesin tatil anlayışı ve zevk aldığı şeyler farklıdır..

Ben tatil denilince sevdiklerimle birlikte olmayı, doğa ile iç içe olmayı, deniz-güneş-kum üçlüsünü ( havuz hariç) ,güzel yiyecekleri, güzel müzikleri...anlıyorum..çocukluğumda ailem beni Antalya'da ki Baklavacılar adında bir tatil yerine götürürlerdi. çok güzel, ormanların arasında, harika kumlardan oluşan muhteşem bir kumsalı olan, çocuk oyun yerleri olan, istersek çadırda kalabileceğimiz, istersekte küçük külübelerde kalabileceğimiz farklı bir tatil tesisiydi..ben orayı o kadar çok sevmişim ki "tatil" denilince aklıma orası geliyor..şimdi ki gibi havuzun etrafına inci gibi dizilip, yapay sularda, en güzel kim kaygısı olmadan yapılan tatil anlayışı benimle daha çok bağdaşıyor..

Yaklaşık 3 haftadır bu kaygıları yaşamayacağımız bir tatil köyü arayışı içerisindeyiz. Eşim yaz-kış,neredeyse günde 12-15 saat çalışan bir insan ve en çok tatili o hak ediyor. Tüm gittiğimiz turlarda sahili neredeyse hiç tanıtmıyorlar..hep kaç tane havuzu olduğundan, eğlencelerinden, kaç çeşit yiyecek olduğundan bahsediyorlar..bizim sorularımız ve isteklerimiz ise hep aynı ; koy olsa, kumsalı güzel olsa, taş değilde kum olsa, havuz çok önemli değil, çocuk oyun alanları olsa, ağaçlıklar arasında olsa..nedense sanki biz ütopik bir dünyada yaşıyormuşuz bakışlarına mahkum kalıyoruz ve teşekkür edip çıkıyoruz..

Sonuçta mecburen galiba bizde havuzun etrafına inci gibi dizilip , yapay sularda kulaçlar atacağız..bari Yağmur için biraz kum temin edebilsek ve çocukta doyasıya oynayabilse..bazen tatil köylerine gitmesek mi acaba diyoruz, ama ben bildiğiniz gibi hamileyim, eşim gerçekten yorgun, bir de güzel kızımız Yağmur var, açıkcası rahat edelim, çok düşünmeyelim istiyoruz..bakalım araştırmalarım sonucu ne olacak ?


Gelelim pastamıza , canım mozaik pasta istiyordu ama içerisinde margarin ve yumurta olsun istemiyordum..bende puding'e benzer bir karışım hazırlayıp , Piknik bisküviden pasta hazırladım. Buzlukta da saklayınca gerçekten hafif, lezzetli ve soğuk bir pasta oldu..

Gerekli malzemeler ;


  • 1,5 su bardağı süt
  • 4 tepeleme çorba kaşığı un
  • 3 tepeleme çorba kaşığı tozşeker ( isterseniz esmer şekerde kulanabilirsiniz )
  • 75 gr bitter çikolata ( 1 küçük kare paket veya dessert çikolatası )
  • 1 paket sade piknik bisküvi
  • 1 paket kakaolu piknik bisküvi

Öncelikle puding'imizi hazırlayalım. Unu ve şekeri orta boy bir tencereye koyup ikisini kaşıkla karıştıralım. Üzerine soğuk sütü ekleyip yine iyive karıştıralım. Daha sonra ateşe alıp devamlı karıştırarak pişirelim. Pişmesine yakın çikolatayı içerisine kırıp kırıp ilave edelim ve çikolatanın puding'in içerisinde erimesini sağlayalım.

Ocaktan alıp tezgaha koyalım. Üzerine bisküvilerimizi kıralım ve karıştıralım . Alüminyum folyoya veya streç filme karışımımızı döküp silindir şekli verelim. Buzluğa kaldıralım.

En az 6-7 saat donması gerekmektedir. yanına istediğiniz bir sos ile veya istediğiniz bir top dondurma ile servis edebilirsiniz.

Hepimize afiyet olsun..


Perşembe, Ağustos 03, 2006

ÇİKOLATALI DONDURMA..






































Sonunda tembelliğimi üzerimden atıp dondurmayı yapmaya başladım..İlk denememde mümkün olduğu kadar yumurtasız olan tarifleri denemek istedim. Çünkü canım gerçekten yumurtalı ürünler yemek istemiyor..

Yumurtasız , kremadan yapılan "çikolatalı dondurma" tarifine rastladım. Evimde dondurma makinesi de olmadığı için makinesiz yapılan bir tarif çok aradım..son karar bu tarifi denemeye karar verdim..

Bu arada eskisine göre biraz daha iyiyim..bazı şeyler dışında daha çok çeşit yiyebiliyorum..hatta geçen gece canım Tabloreno çikolatası istedi ve yarısını yedim. Demek ki bebişte çikolatanın tadını almaya başladı :))

Gerekli Malzemeler ;

  • 300 ml krema ( 1,5 adet küçük kutu )
  • 2 çorba kaşığı süt
  • 50 gr pudra şekeri
  • yarım çay kaşığı vanilya esansı
  • 125 gr iyi kalite çikolata ( küçük küçük kesilmiş )
  • 2 çorba kaşığı ekstra krema

300 gr kremamızı ve sütü çıprma kabında çırpalım. 2-3 dakika sonra pudra şekerini ve vanilyayıda ilave edelim. Ve tüm malzeme kremamsı bir hal alana kadar çırpmaya devam edelim. Daha sonra ağzı kapaklı bir kaba karışımımızı dökelim ve en az 30 dakika buzdolabında bekletelim.

Bu arada bizde çikolatalarımızı küçük küçük doğrayalım. Ve benmari usulü çikolatamızı 2 çorba kaşığı krema ile eritelim. Eridikten sonra biraz soğutalım. Soğuturken ara sıra kaşıkla karıştıralım.

Buzdolabına koyduğumuz karışımız çıkaralım ve ayrı bir kaba aktaralım. Üzerine erittiğimiz çikolatayı ilave edelim. Ve ikisinizi tahta bir kaşıkla karıştıralım. Dikdörtgen ,ince uzun , ağzı kapaklı bir kaba hazırladığımız karşımı dökelim. Birkaç kez hafif masaya vurup üzerini düzgünleştirelim. Ve buzdolabımızın derin dondurucu bölümüne kaldıralım.

Yaklaşık bir gece veya 7-8 saat buzdolabında bekletelim.

Ben servis yaparken dondurmanın yanına pembe renkli yoğurtlar ilave ettim . Danone'nin bebe büskuvili ( mavi paket ) yoğurtlarını bir kaba boşalttım. Evde çürümeye yüz tutan 200-300 gr çileği rondodan geçirerek püre haline getirdim. Çilekler ile yoğurdu karıştırdım. Kalpli , silikon buz kalıplarıma boşalttım. Ve buzlukta dondurdum. Bu hazırladığım donmuş yoğurtları çoğu yerde kullanıyorum. Hem şık hem de lezzetli oluyor.

Ayrıca dondurmanın üzerine sos isterseniz ;

Çikolatalı sos

  • 150 ml su
  • 3 çorba kaşığı pudra şekeri
  • 150 gr çikolata

tüm malzemeyi orta boy bir cezveye alıp çikolatalar eriyinceye kadar karıştırın. Çok az kaynattıktan sonra kullanıma hazırdır.

ayrıca meyveli sos yapmak isterseniz, en sağlıklı ve en pratik yöntem; taze meyveleri özellikle çileği veya ahududuları rondadan geçirmek ve pudra şekeri ile karıştırmaktır.

Bu sosları servis etmeden hemen önce yapmanız tavsiye edilir..

Hepimize afiyet olsun..


Pazartesi, Temmuz 31, 2006

ANNEM FRANSA'DAN DÖNDÜ..
























Sonunda Annem Fransa'dan döndü :))Neredeyse her sene üniversitelerden davetli olarak Fransanın çeşitli bölgelerine gider ve gittiği yerleri arşınlayıp bilgilerine bilgi katarak geri döner..böyle Fransızcası ustaca olan bir Anne'ye sahip olan ben, utanarak itiraf ediyorum ki çok az Fransızca biliyorum..artık bu hakkımı yeni nesillere, Yağmura ve ufaklığa bırakıyorum..umarım onlar Annemin hakkını verirler..

Annem , bana hediye olarak ne getireceğini düşünürken, beni en çok mutlu edecek şeylerin pastacılık malzemeleri olacağını düşünmüş..kesinlikle çok doğru bir sonuca ulaştığını düşünüyorum çünkü bir çanta dolusu pastacılık malzemeleri ve tarifleri görünce gerçekten çok ama çok mutlu oldum.

Özellikle Türkiye'de bulamadağım "Dessert Chocolate"lar çok makbule geçti. Birde canım birşeyler yapıp yemek istese..bu ara çok tembelleştim..


Annem, gittiği bölgenin iki ünlü tarifini getirmiş. Hemen buzdolabımın üzerine yapıştırdım, en kısa zamanda o tarifleri denemek ve sizlerle paylaşmak istiyorum..

Haftasonum, bol bol trafikte ve Kayınvalidemin yazlığında geçti..Perşembe gecesi Tekirdağa Yağmurla birlikte gitmeye karar verdim. Çevreyoluna çıktım ve kaldım..tam iki saat Mecidiyeköy-Ataköy mesafesini tamamlayamadım. Sonra Havaalanı- İkitelli ayrımına gelince yol birden açıldı. Mutlulukla açılan yoldan ilerledim ama yarım saat sonra Bahçeşehiri geçip Kumburgaza yaklaşırken inanılmaz bir tıkanmaya daha denk geldim..Tam 1,5 saatte bu tıkanmada bekledik..Bir hamile kadın ve arkadaki bir küçük kız bu durumlardan pek memnun kalmadık ama artık geri dönüşü yoktu..Hayatımın en uzun 1,5 saatlik mesefesini 4,5 saatte alarak rekor kırdım :)

Yazlıkta ise huzurlu ve sessiz saatler yaşadık..Özellikle aynı evde iki hamile bayanın yanyana gelmesi , konuşulacak çok şeyin olduğunu kanıtladı..Eşimin kardeşi ile iki hafta farkla hamile kalmışız :) O benden iki hafta önce doğum yapacak..neredeyse hamileliğimiz aynı geçiyor..çok garip ve güzel bir duygu :)

Bu arada bana, "e hani tarifler ? " diyeceksiniz..ama maalesef canım tatlı istemediği için hep tuzlu yiyorum..ama bu hafta dondurma yapmayı planlıyorum..umarım dondurma fikri hoşunuza gider :)

Herkese sevgilerimle..

Salı, Temmuz 25, 2006

SÜTLÜ TATLILARA DEVAM
























Bu aralar sütlü tatlılardan başka tatlıları bebeğim kabul etmiyor. Sütlü olanları da ara sıra eğer çok zor durumda kalırsa benden istiyor. Benim gibi çikolata bağımlısı bir insanın , çikolatalı tatlıları yiyememesi inanılmaz bir durum ortaya çıkarıyor ama bebeğim çikolatadan daha inatçı çıkıyor ve kesinlikle izin vermiyor. Ya hamurlu bir tatlıyı çok az yiyebilirsin ya da sütlü bir tatlıdan küçük bir porsiyon yiyebiliyorsun diyor. Keşke her zaman az tatlı yiyen birisi olsaydım, o zaman gayet formda olurdum :))

Yaptığım keşkülden sonra sütlü tatlı yeme fikri çok hoşumuza gitmeye başladı. Bende yeni arayışlara girdim. Bu seferde muhallebi yapmaya karar verdim. Keşkülde yaptığım gibi tatlıyı saf haliyle bırakmadım , bu sefer "yine eski Burcu gibi biraz muhallebiyi süsleyeyim " dedim.













Devamı - iki gündür yaptığım muhallebinin tarifini ve Yağmurla ilgili diğer anlatacaklarımı bir türlü yazamadım. Bizim evde temizlik günlerimiz olunca ben evde nedense duramıyorum. Bütün gün ya dolaşıyorum ya da tatilde olmadığım zamanlarda ise okulda oyalanıyorum. Dün de ,hayli uzun geçen dolaşma günüm haline getirdim. Ikea'dan Telekom'a , birkaç alışveriş merkezinden eşimin yanına dolaşıp durdum. Birde arada Yağmur'un okuluna.

Fotoğraflarda da gördüğümüz gibi Yağmur'un sanatsal ve oyunsal çalışmaları hızla devam ediyor..Bu ara en favori boyası sulu boya çeşitleri. Odasında küçük bir boyama bölümü ayırıp bir halıyı feda ettik. Yağmur'da bu bölüme kapanıp resim defterlerini , çeşitli boş kağıtları, kartonları ve artık kendisini boyuyor. Geçen gece hayli uzun bir süre Yağmurdan ses seda duymayınca odasına gittim ve azimle yüzünü, kollarını, ayaklarını, bacaklarını boyadığını gördüm. Hemen fotoğraflarını çektim ve biraz öyle dolaşmasına izin verip yıkadım. O kadar mutlu ve huzurluydu ki. Şaşırdığım nokta ise duvarları, eşyaları boyamaması. Anlayacağınız gayet sanatsal çalışıyor. Ellerini, ayaklarını boyayıp boş kağıtlara baskı yapıyor.

Birde en hoşlandığı şeylerden biri kumlarla oynamak. Kendisine büyük bir kova aldırttı.. Bizim sokaktaki küçük parka gidip 10 metrekarelik kum alanında zavallım kumlarla oynamaya çalışıyor. Tırmıkla eşeliyor, küreğine doldurup kovasına boşaltıyor, kaleler yapmaya çalışıyor. Umarım kısa sürede tatile çıkabiliriz, böylece Yağmurcuk gerçek kumlarla deniz kıyısında oynayabilse..


Muhallebi için gerekli malzemeler ;

  • 70 gr pirinç unu ( 2 poşet dr.oetker pirinç unu )
  • sade kısmı için 4 yemek kaşığı toz şeker - kakaolu kısmı için 6 yemek kaşığı tozşeker
  • 5 su bardağı soğuk süt
  • 2 poşet vanilin
  • 1 yemek kaşığı kakao
  • bizim pastane'nin ahududu sosu

Önce vanilyalı muhallebiyi hazırlayalım. 1 poşet pirinç ununu, 4 yemek kaşığı şekeri, 1 poşet vanilini küçük bir tencereye alalım ve şöyle bir kaşıkla karıştıralım. Üzerine 2,5 su bardağı sütü ilave edip çırpma teliyle önce soğukken karıştıralım. Sonra orta hararetli ateşin üzerine alıp devamlı karıştırarak kaynatalım. Kaynadıktan sonra 3-4 dakika daha pişirelim. Piştikten sonra kadehlerimize veya kaselerimize azar azar bölüştürelim.

Ahududu sosundan vanilyalı muhallebilerin üzerlerine bölüştürelim.

Diğer kalan malzemeleri aynı vanilyalı muhallebi gibi pişirelim ve ahududu soslarının üzerlerine ilave edelim.

Tezgahta soğuktuktan sonra buzdolabında soğutalım.

Servis yaparken ben yanlarına birer truf ekledim.

Hepimize afiyet olsun..

Perşembe, Temmuz 20, 2006

KEŞKÜL..































Hiç bu kadar kolay keşkül yapabileceğimi ve tadınıda çok seveceğimi tahmin etmemiştim. Bilirsiniz normalde benden keşkül yapmam istense, ben mutlaka onu değiştirerek içerisine çikolata aroması ekler ve belki mevyelerle süsleyerek zenginleştirirdim. Şimdi ise sütlü tatlılar gününden beri canım sadece sütten yapılmış saf keşkül istedi :))

Tarif araştırırken marketteki ürünlere göz gezdirmeye karar verdim. Hazır ürünlerden pek yana değilimdir, bu yüzden Dr.Qetker'in yeni çıkardığı pirinç unu paketlerine gözüm kaydı. Paketin arkasını çevirdiğim zaman farklı farklı sütlü tatlı tariflerini görünce inanılmaz mutlu oldum. Sütlaçmı , muhallebimi derken gözüme keşkül tarifi takıldı. Eşim keşkülü çok sever, malzemeleri de kolay..hemen paketleri attım sepete..

Eve geldiğimde hemen keşkülü hazırlamaya koyuldum. Hemen 20 dakikada hazırladım. 2-3 saat buzdolabında soğuttuktan sonra akşam yemekten sonra keşküllerimizi yedik. Tam benim hayal ettiğim gibi olmuştu, yağsız, unsuz, yumurtasız..çok hafif olmuştu..

Gerekli malzemeler ;

  • 3,5 su bardağı süt- 750 ml ( ben yarım yağlı süt kullandım )
  • 1,5 çay bardağı tozşker- 120 gr
  • 1/2 çay bardağı ince dövülmüş badem - 25 gr
  • 2 yemek kaşığı hindistan cevizi rendesi- 5 gr
  • 1 paket dr.oetker pirinç unu- 35 gr
  • üzerini süslemek için toz tarçın

Süt ve tarçın hariç diğer tüm malzemeyi orta boy bir tencerenin içerisine alıp kaşık ile iyice karıştıralım. Sonra üzerine sütü ilave edip tel çırpıcı ile soğuk süt ile diğer malzemeleri iyice karıştıralım. Ve orta hararetli ateşin üzerine alıp devamlı karıştırarak keşkülü kaynatmaya başlayalım. Kaynadıktan sonra ocağın altını kısıp 3 dakika daha pişirelim.

Piştikten sonra kaselerimize paylaştıralım. Bu tariften küçük boy 5 adet keşkül çıkıyor. Eğer kaseleriniz daha büyükse ve 6-7 adet keşkül çıkarmak istiyorsanız 2 paket pirinç unu kullanın ve malzemeleri 2 katına çıkarın.

Üzerini tarçın ile süsledikten sonra önce tezgahın üzerinde 1 saat kadar ılınmaya bırakalım. Daha sonra buzdolabında muhafaza edelim. Soğuk soğuk hatta üzerine 1 top donsurma ile daha da lezzetli oluyor..

Hepimize afiyet olsun..


Salı, Temmuz 18, 2006

ANKARA'DA Kİ PASTA SANATI..PASTART..

























Öncelikle biraz kendimden bahsetmek istiyorum.Bildiğiniz gibi 2 aylık hamileyim. Yağmur'a olan hamileliğim , çok rahat ve az bulantılı geçiyordu. Ama bu sefer ki beni biraz zorlamaya başladı. İnanılmaz halsizim ve her zaman sanki hasta gibiyim. Yağmur'a olan hamileliğimde 5 km'ye kadar yürüyüşler yapar, hatta ev bile silerdim. Ama şimdi nerede evi silmek, yüremek, mutfağı bile zor temizliyor, alışveriş içi bile zor adım atıyorum. Ara sıra kendimi zorluyorum ama bu seferde mide bulantılarım başlıyor, çenemden bir uyuşukluk hissediyorum..neyse kendimi çok şikayet etmiş gibi oldum ama şunu da belirtmek istiyorum, pastalara bakamıyorum:( Benim gibi pasta düşkünü bir insan pasta vitrinlerine bile bakamaz hale geldi. Hatta yaptığım şeyleri çöpe atmaya başladım. Umarım bu dönemim kısa sürer..

Hatta dünkü sütlü tatlılar etkinliğine katılmak çok istiyordum, elimde yapılacak çok tarif vardı ama canım hiç istemedi. Süt demeye bile dayanamadım. Ama eminim bu dönem bitecek ve ben tekrar dondurmalar, tatlılar, pastalar yapmaya başlayacağım..

Bu dönemimde de pastacılıkla ilgili farklı konulara değinmek istedim. Mesela çeşitli kurslar, pastaneler, pastacılar, teknik bilgiler vb. konularda yazmak istiyorum. Bu bilgilerinde en az tarifler kadar faydalı olacağına inanıyorum.

Ben İstanbulda Zanussi Mutfak Sanatlarına ve Chef's in kurslarına devam etmiştim. Ankara'da ise çok zevkli ve güzel bir kursun varlığından haberdar oldum. Keşke Ankara'da olabilseydim ve Pastart'a katılabilseydim. Çünkü bu işin gerçekten sanatsal ve insancıl değerler taşıyan bir iş olduğuna inanıyorum. Eğer kurs için katılacağınız ortam sıcak ve insancıl değilse bu işten pek zevk almayacağınıza inanıyorum.
























Yukarıdaki fotoğrafta görülen pastaları kursiyerler kursun sonunda ortaya çıkarmışlar.Eğer bir kursun sonunda siz tek başınıza bu tip güzel eserler ortaya sunabiliyorsanız , demek ki ortamdan ve eğitimlerden memnun kalmışsınız demektir.

Pastart'ta üç çeşit kurs konusu mevcutmuş. Pasta yapımı, Şeker Hamuru ve Sıkma Teknikleri kursları..Bu konuların üç ayrı ana başlıkta oluşturulması faydalı olmuş düşüncesindeyim çünkü ben Chef's in İleri Seviye Pastacılık kursuna katıldığımda şeker hamurunu son derse saklamışlardı ve ayrı bir kurs başlığı altında sunmamışlardı. Sıkma tekniklerini ise hiç göstermemişlerdi. Zanussi'de ise "Kutlama Pastaları Yapımı" kursunda sadace şeker hamurunu göstermişler ama oda 4 saat sürmüş ve tam tatmin edici düzeye ulaşmamıştı. Bu konularda İstanbulda ki en iyi kursun Coccolat'ın olduğuna inanıyorum. Kendim gidemedim ama giden arkadaşlarımdan özellikle sevgili Zuhal Yalçın'ın benimle paylaştıklarından sonra Coccolat'ın bu işe gönül verenlere daha iyi cevap vereceğini düşünüyorum..

Bu düşüncelerim Ankara'da ki Pastart içinde geçerli olmaya başladı. Çünkü Özge Hanımla olan yazışmalarımızdan ve edindiyim deneyimlerden bu pozitif atmosferi aldım ve Ankara'ya gittiğimizde yapacağım öncelikle işlerden biri Özge Hanımı ve tabiiki Pastart'ı ziyaret etmek olacak. Kurs hakkında ve Özge Hanım hakkında daha detaylı bilgi almak için web sitesini ziyaret etmenizi önererim..

Bu arada öğlenleri Kanal D'de tekrarı verilen "Bir Dilim Aşk" dizisine takmış durumdayım ve orada Berna Laçin'in pastacı dükkanı çok hoşuma gidiyor. Beni hayallere sürüklüyor..pastacılığı sevenlere bu diziye bir göz atmaları rica edilir :))

Herkese sevgilerimle..

Perşembe, Temmuz 13, 2006

PEMBE PASTA..
































Bu pastayı sadace canım istediği için ve sıkma tekniklerini çalışabilmek için yaptım :) Keşke Oya Hanımında düşündüğü gibi güzel bir sebeple yapabilmiş olsaydım ama gerçektende o yazınca bu tip bir pastayı güzel bir nişan kutlaması vb.bir gün için yapabileceğimizi düşündüm. Hem zarif hem şık durudğunu düşünüyorum. Bazen çok az süslemek ve duru bir güzellik oluşturmaya çalışmak pastaları daha cazip kılıyor olabilirmi acaba ?

Yine de arasıra şeker hamuru ile güller ve farklı modellerle pastalar oluşturmak benim bir numaralı pasta sülemem olacak :)Bu arada şeker hamuru değince aklıma Emel Başdoğan ve Burcu geldi.Neden derseniz Emel Hanım şeker hamuruyla ilgili Türkiyede bir ilk denilebilecek harika bir kitap oluşturmuş ve sevgili Burcu'da bu kitaptan faydalanarak harika pastalar yapıyor. Lütfen muhteşem pastalarına bir göz atın derim..Ayrıca ben bu kitabı D&R'dan 25 YTL'ye satın almıştım. Şimdi yukarıda verdiğim linkte kitabın 20 YTL'ye satıldığını gördüm. Kitapla ilgilenenlerin bir göz atmasını tavsiye ederim..

Gelelim pembe pastamıza..

Gerekli malzemeler ;

Pandispanya
  • 5 yumurta
  • 11 yemek k.un
  • 11 yemek k.şeker
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabatma tozu
  • 3 yemek kaşığı kakao

Krema

  • 2 paket toz kremşanti ( eğer gıda boyası kullanmak istemiyorsanız çilekli kremşanti )
  • 2 su bardağı süt
  • 1 paket krema sertleştiricisi
  • 1 paket labne peyniri ( 200 gr )
  • kürdanın ucuyla çok az kırmızı gıda boyası

Diğer

  • 300-350 gr taze frambuaz ( veya başka bir taze mevsim meyvesi )
  • bol bol damla çikolata veya parçalanmış küçük çikolataları parçaları
  • ıslatmak için vişne jölesi veya hindistancevizi sütü
  • süslemek için inci pasta süsü

Öncelikle pandispanyamızı hazırlayalım. klasik pandispanya yapılışı i; şeker, yumurta ve vanilyayı önce iyice çırpın. daha sonra ayrı bir kapta un,kakao ve kabartma tozunu eleyin ve yumurtalı karışıma ekleyip tekrar çırpın. 26cm'lik bir kelepçeli kalıba önce altına yağlı fırın kağıdı kesip serin üzerinede kek karışımını dökün ve 180 derece fırında 20-25 dakika pişirin.

Pandispanyamız pişerken bizde o sırada kremamızı hazırlayalım. İki paket kremşantiyi 2 su bardağı süt ile çırpalım. Katılaştıktan sonra içerisine labneyi ekleyip tekrar çırpalım ve karışımı buzdolabına kaldıralım. ( Bu aşamada boya kullanmıyoruz)

Pandispanyamız piştikten sonra yaklaşık 30 dakika soğumasını bekleyelim. Soğuduktan sonra kekimizi ortadan ikiye geniş bir bıçakla ayıralım . İster vişne jölesiyle istersek hindistan cevizi sütüyle ( marketlerde konserve bölümünde konserve kutularında satılyor ) pandispanyamızı ıslatalım. Jöle ile ıslatmak istersek , jöleyi paketteki tarife göre hazırlayalım ve ılıkken dökelim. Hindistan cevizi sütü ile kullanıma hazırdır, herhangi bir ek işlem gerektirmez.

Islatma aşamasından sonra kremamızı buzdolabında çıkartalım. Meyvelerimizi yıkayıp kağıt havlu ile sularını almaya çalışalım. Pandispanyanın arasına bol krema, çikolata ve meyvelerimizi yerleştirelim. Üzerini pandispanyanın diğer yarısıyla kapatalım.

Beyaz kremamızla önce bir kat pastamızı sıvayalım ve pastayı dolaba kaldıralım. Bu arada bizde kalan kremanın içerisine 1 paket krema sertleştiricisini ilave edelim. Çırpalım. Sertleştikten sonra çok az kırmızı gıda boyamızı ekleyelim. Tekrar çırpalım. Biraz daha kremayı buzdoalbında bekletelim.




1o dakika sonra pastayı ve kremayı buzdolabından çıkartalım. Üzerini bir kat daha dikkatlice pembe krema ile sıvayalım. Sıvarken hafif dalgalanmalara izin verelim böylece ebruli bir görünüşü olacaktır. Pastayı sıvadıktan sonra kalan kremayı krema sıkma torbasına veya benim kullandığım gibi yandaki sıkma aletinin içerisine koyalım. Küçük yıldız şeklindeki duyumuzu takalım. Önce boş bir tabağa kremayı azar azar sıkarak şeklini çalışalım ve elimizi alıştıktan sonra pastanın üzerine sıkmaya başlayalım. Hiç boşluk kalmayacak şekilde tüm pastanın üzerine kremamızı sıkalım.

Pastamızın yanlarını ise incilerle süsleyebiliriz. Buzdolabında pastamızı muhafaaza edelim.

Pasta buzdolabında bekledikten sonra servis yaparken oda ısısında durmasının herhangi bir sakıncası yoktur.Hatta yumuşayıp daha da lezzetleşir.

Hepimize afiyet olsun ..

Salı, Temmuz 11, 2006

KALBİM EGEDE KALDI & HABERLER..

























Haftasonu kuzenim Aykut'un düğünü için İzmir'e gittik..Biz İzmir'e gittik ama buralarda çok şey olmuş. Öncelikle sevgili Pınar bana harika ötesi bir header hazırlamış. Buradan ona tekrar çokkkk büyük TEŞEKKÜR EDİYORUM. Umarım sizlerde yeni header'ımı beğenirsiniz.

Sevgili Sevinç Özarslan ( Zaman Gazatesi Yazarı ) ile uzun süredir yazışıyorduk. Ve Cumartesi günü Zaman gazatesinin Cumartesi ekinde yemek blogları ile ilgili çok güzel bir yazı hazırlamış. Ben maalesef çok geç görüp okuyabildim. Ve sizlere geç haber verebiliyorum. Ama sevgili
Devletşah blogunda haberi yayınlamış. Yani çok geç kalmış sayılmam :)



Haberin tamamını buradan okuyabilirsiniz.

Sevinç Hanım'a ilgisinden dolayı tekrar çok teşekkür ediyorum ve bebek haberinden ve kuzenimin düğününden sonra benim için aldığım en güzel haber olduğunu belirtmek istiyorum :))