İstanbul'da tatile gidilemeyince , zaman nasıl geçirilir ? ( çalışma saatleri dışında )
Klimalı alışveriş merkezleri bol bol gezilir, akşamları deniz kenarına dolaşmaya gidilir ama dönüşte muhteşem İstanbul trafiği ile boğuşulur..yakın yerlerdeki tatil bölgelerinde ki eş dost akraba ziyaretleri yapılır, hatta göze alınırsa kiralık ev tutulur ve tutulduğu zaman tatilden çok ev işiyle vakit geçirilir.. otellerin veya özel kuruluşların havuzlarına gidilir, bunun içi maddi olarak hazırlıklı olmak gerekir, çünkü bir içecek bile 10 YTL'den başlamaktadır..ya da hiç bir şey yapılmadan camlar açılarak evde yan gelinip yatılır..
sonuçta herkesin tatil anlayışı ve zevk aldığı şeyler farklıdır..
Ben tatil denilince sevdiklerimle birlikte olmayı, doğa ile iç içe olmayı, deniz-güneş-kum üçlüsünü ( havuz hariç) ,güzel yiyecekleri, güzel müzikleri...anlıyorum..çocukluğumda ailem beni Antalya'da ki Baklavacılar adında bir tatil yerine götürürlerdi. çok güzel, ormanların arasında, harika kumlardan oluşan muhteşem bir kumsalı olan, çocuk oyun yerleri olan, istersek çadırda kalabileceğimiz, istersekte küçük külübelerde kalabileceğimiz farklı bir tatil tesisiydi..ben orayı o kadar çok sevmişim ki "tatil" denilince aklıma orası geliyor..şimdi ki gibi havuzun etrafına inci gibi dizilip, yapay sularda, en güzel kim kaygısı olmadan yapılan tatil anlayışı benimle daha çok bağdaşıyor..
Yaklaşık 3 haftadır bu kaygıları yaşamayacağımız bir tatil köyü arayışı içerisindeyiz. Eşim yaz-kış,neredeyse günde 12-15 saat çalışan bir insan ve en çok tatili o hak ediyor. Tüm gittiğimiz turlarda sahili neredeyse hiç tanıtmıyorlar..hep kaç tane havuzu olduğundan, eğlencelerinden, kaç çeşit yiyecek olduğundan bahsediyorlar..bizim sorularımız ve isteklerimiz ise hep aynı ; koy olsa, kumsalı güzel olsa, taş değilde kum olsa, havuz çok önemli değil, çocuk oyun alanları olsa, ağaçlıklar arasında olsa..nedense sanki biz ütopik bir dünyada yaşıyormuşuz bakışlarına mahkum kalıyoruz ve teşekkür edip çıkıyoruz..
Sonuçta mecburen galiba bizde havuzun etrafına inci gibi dizilip , yapay sularda kulaçlar atacağız..bari Yağmur için biraz kum temin edebilsek ve çocukta doyasıya oynayabilse..bazen tatil köylerine gitmesek mi acaba diyoruz, ama ben bildiğiniz gibi hamileyim, eşim gerçekten yorgun, bir de güzel kızımız Yağmur var, açıkcası rahat edelim, çok düşünmeyelim istiyoruz..bakalım araştırmalarım sonucu ne olacak ?
Gelelim pastamıza , canım mozaik pasta istiyordu ama içerisinde margarin ve yumurta olsun istemiyordum..bende puding'e benzer bir karışım hazırlayıp , Piknik bisküviden pasta hazırladım. Buzlukta da saklayınca gerçekten hafif, lezzetli ve soğuk bir pasta oldu..
Gerekli malzemeler ;
- 1,5 su bardağı süt
- 4 tepeleme çorba kaşığı un
- 3 tepeleme çorba kaşığı tozşeker ( isterseniz esmer şekerde kulanabilirsiniz )
- 75 gr bitter çikolata ( 1 küçük kare paket veya dessert çikolatası )
- 1 paket sade piknik bisküvi
- 1 paket kakaolu piknik bisküvi
Öncelikle puding'imizi hazırlayalım. Unu ve şekeri orta boy bir tencereye koyup ikisini kaşıkla karıştıralım. Üzerine soğuk sütü ekleyip yine iyive karıştıralım. Daha sonra ateşe alıp devamlı karıştırarak pişirelim. Pişmesine yakın çikolatayı içerisine kırıp kırıp ilave edelim ve çikolatanın puding'in içerisinde erimesini sağlayalım.
Ocaktan alıp tezgaha koyalım. Üzerine bisküvilerimizi kıralım ve karıştıralım . Alüminyum folyoya veya streç filme karışımımızı döküp silindir şekli verelim. Buzluğa kaldıralım.
En az 6-7 saat donması gerekmektedir. yanına istediğiniz bir sos ile veya istediğiniz bir top dondurma ile servis edebilirsiniz.
Hepimize afiyet olsun..